Hava Durumu

Yaşamanın güzelliklerine bakın

Yazının Giriş Tarihi: 02.05.2023 10:35
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.05.2023 10:35

Yaşamanın güzelliğini çağıran bakışlara bakın, hatta elinizden geliyorsa defalarca bakın...

O zaman birde şöyle düşünün; kendinizi mutlu etmek için değil, diğer yaşayanları mutlu etmek için yaşamayı hiç deneniz mi?

Hayata şöyle baktım... Bu yaşa gelmişiz ama gördüğüm şu ki, bu yaşa kadar hep bölük pörçük yaşamışız. Kimi zaman önemsenmişiz tüm güzellikleri içimizde görmüşüz, kimi zaman hüzün içimizi kaplamış ne olduğunu anlayamamışız.

Hep şunu düşünmüşüz benimle yaşayanlar bana  imrenilmeli ve benim kanatlarımın altında olmalı ve bana itaat etmeli diye düşünmüşüm olmuşmu tabiki olmamıştır.

Ben şunu düşünmüşüm iznim olduğu kadarıyla yetinmelisiniz. Mekânınızı, arabanızı, hayat standardınızı ve kısaca hayatınızı, ben kurgulamalıyım.

Olmuş mu? Elbetteki hayır!

Sizce ben bunları neden böyle düşünmüşümdür elbetteki daha önce yaşadığım ve edndiğim tecrübelerden yararlansınlar diye olmuş mudur hayır!

Peki bunca öneriler karşısında bunları yapmayanlar hayal kırıklığı yaşadılar mı? Elbette ama iş işten geçtikten sonra çekilen ahlar vahlar boşa gitmedi mi?

Gözümüz, ben kelimesinin sihriyle kararmıştı. Kulaklarımız, sen iltifatlarını duymaya bayılır olmuştu. Tıpkı kendi neslimize, her bir ben tarafından verilmeye çalışılan, ben kalma ve biz kavramını lügatlardan külliyen silme egoistliği gibi…

Herkesten fazla olunmalı, herkese hükmedilmeli, en birincilik ise ben duvarlarının içinde kalmalıydı. Toplumsal dayanışma ruhunu kökünden yok eden, ben anlayışına dönüş ve statü edinme yarışı hepimizi kendi evimizde, hatta kendi bedenlerimizde yalnızlaştırdı.

Gurbet, artık burnumuzun tam dibindedir. Biz yüceliği, bize ağır gelmiştir. Kaldıramadık ve kendimize mahkûm olduk.

Yönetme hırsı, dediğim dedikçilik, nüfuz ve zoraki saygınlık yarışı, despotluğa yatkın ruhlarımızı katletmiştir. Ama bütün bunları yaşadık nasihat ettik tutmayınca ahlar vahlar yıktı geçti.

Boşuna dememişler İlle de bir musibet, ille de bir şamar, ille de en azından sert bir tökezleme gerek….

Sonra da etrafımda neden kimse yok ağıtlarıyla arabesk sümük çekmeler başlar, kadere kahretmek kalır, dostsuzluğa sitem dökülür,

Hiç de kahretmeyin! Eskilere kulak verin.

Onlar sizin bindiğiniz trene yıllarca önce bindiler çünkü…

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.