Mutluluğu yakalamamız zor gibi!

Bu hayat pahalılığında mutlu insan sayısı oldukça az gibi yoksa bana mı öyle geliyor? Yazlıkta eskiden tüm yazlıkçılar gelirdi ama şimdi bakıyorum yarıdan fazlası gelmemiş elbette ki tek sebebinin ekonomi olduğu gerçeğini saklayamayız. Nasıl mutlu olsun ki insanlar?

Şöyle bir çevremize bakalım insanların büyük çoğunluğu düşünüyor mutsuzluğu... Adete yüzünden okunuyor!

Bunu derken halkın hepsinin mutsuz olduğu anlaşılmasın tabiki bu dünyada yaşayan mutlu insanda bir hayli fazla, herkesin mutlu ve mutsuz günleri elbette ki vardır. Çünkü insanların ruh halinin inişli ve çıkışlı olduklarını söylemekte gerekir. Fakat 'mutlu' bir insan ile 'mutsuz' bir insan arasındaki en belirgin fark, ne sıklıkta ve ne kadar süreyle bu dünyanın  mutlu tarafında kalabildikleridir.

Yani özetle, mutsuzluğu asla inkar etmemelisiniz ve onun da bu dünyanın bir gerçeği olduğunu kabul etmelisiniz.

Mutlu insanlar hayatın zaman zaman oldukça zor anlarla dolu olabileceğini ve kendilerini bir 'kurban' olarak görmektense, karşılaştıkları zorluklarla mücadele ederek bir an önce mutluluğa geri dönmeyi amaçlarlar. Bunu yapmak için de sorumluluk alırlar ve gerekli şeye konsantre olarak işleri kendileri için oldukça kolay bir hale getirirler. Mutlu bir insanın en belirgin özelliği, bir problemle karşılaştığında 'şikayet etmek' yerine 'problemi çözme' anlayışını benimsemesidir.

İnsanlar artık  tanıştıkları kişilerin 'güvenilmez' olduklarını düşünerek onlarla yakın ilişki kurmaktan çekinirler.

Ne yazık ki bu davranışın sonucu olarak mutsuz insanlar hayata açılan kapılarını yavaş yavaş kapatırlar ve kendi dünyalarında mutsuzluk içerisinde yaşarlar.

Mutlu insanlar bilir ki bu dünyada yeterince iyi talih vardır ve herkes hak ettiği kadarına sahip olur. İyi şeylere sahip olmak için çalışmak ve bir emek sarf etmek gerekir. Mutlu insanlar bunun farkındadır ve bu nedenle kendilerini başkalarıyla kıyaslama hatasına düşmezler.

Mutlu bir insan hangi konuda ne derece korku veya endişe duyması gerektiğini hisseder ve işlerin kötü gitmemesi için elinden gelen her şeyi yapmaya odaklanır. Mutlu insanlar için de gelecekte işlerin ters gitme olasılığı vardır fakat onlar, bu olasılığa takılıp kalarak hiçbir şey yapmamak yerine, onu en aza indirgemek için mücadele ederler.

Oysaki insanlar hayatlarını anlık yaşarlar, gelecekleri hakkında hayallerinde çok şey canlandırırlar. Böylece yaşamında güzellikleri çevrelerine de pozitif enerji olarak sağlarlar. Bu mutluluklarını ağlama sızlanma yerine dedikodu yapmak yerine olumlu ve sağlıklı düşünerek pozitif enerjiye devam ederler.

Yaşam oldukça zorlu virajla dolu olduğu kesindir, hayat pahalılığı insanlarda depresyona kadar gidecek verimsizlikler yaratmaktan geri kalmadığı kesindir.

Hayat pahalılığı ve her gün gelen zamlar artık insanı yanamaz hale getirdiği için hayat karşı olumsuzluklar artmaya da devam eder.

Bakın kurban bayramının üzerinden dan ne geçti garip gıuraba kesmedi kesenlerde kıyma, kavurma yaptı, kasaplarda ete yüzde10 zam yaptı!

Kıyma oldu 170 lira nasıl yiyecek insanlar eti ki mutlu olsunlar?

Pahalılık eve götüreceğin yemeği her geçen gün kısmaya yöneldiğinde insanda olumsuzluklarda artmaya başlar. Bir de Sayın Bakanın ısınmak için "Doğal gazı azaltırsanız tasarruf sağlarsınız" sözü insanı çileden çıkarmaya yeterde artar bile!

Oysaki bizleri yönetsinler diye seçip gönderdiğimiz insanların halkın refahı ve mutluluğu için çalışmaları gerekmez mi?

Yok ben yiyeceğimden, ısınmadan kısacaksam siz ne işe yararsınız diye sorgulamak gelir bu kez içimizden.

İnsanlar hep mutlu olmak ister bunun içinde hayatında mutsuzluğa yer vermek istemez o halde bizleri mutlu edebilmek için çalışıp halkın mutluluğunu da sağlamak yönetenlere düşmektedir.

Ha gayret mutluluğa adım atalım artık.....