Bakıyorum artık motorin zamlarını hiçbir TV kanalı vermiyor alıştık mı ne?
Oysa ki 30 lira sınırına dayandı! Salı günü 1.39 kuruş daha zam geliyor...
Motorin zammı demek kişinin lokmasından küçülme demektir. Nereye kadar devam edecek bunu da bilemiyoruz.
Fakat halktaki homurdanmaları sesinin yükseldiğini görüyoruz ve işitiyoruz.
65 yaş üstüne bedava seyahat kart verildiği herkes tarafından bilinmektedir.
Fakat bu kişiler nedense duraklardan alınmıyor alanlarda neredeyse azarlar şekilde konuşuyorlar. Belediyelerin bu konuya dikkat etmesi gerektiği inancındayım Ulaşım park yetkililerinin toplantı yaparak bu durumu sektör temsilcilerine söylemesinde fayda görüyorum.
Dün alışverişe gittim, epeyce kalabalık bir listem vardı...
Ne yazık ki listenin 3/1’ini ancak alarak eve dönebildim. Marketteyken bir çiftin yanımda peynire baktığını gördüm kadın sessizce; “Ek kartı aldım yanıma" dedi. Adam kadına baktı. Ve aynen şöyle dedi: “İyi yapmışsın çünkü kartta sadece 200 lira kalmıştı. Oysa ki 200 liraya zamanında çok büyük temel gıdalar alınırdı. Kasada o çift ile beraberdik. 30’lu yumurta, süt, peynir, ıslak mendil bir de sosis vardı.
Bunlar 200’ün üstünde tuttu. 5 kg şekerin 120 lira olduğu bir ülkede, peyniri ek kartla almak normal karşılanmalı!
Bu ek kartı kendi aile içimde de dahil o kadar çok kişiden kurtarıcı niteliğinde duydum ki inanamadım. Zaten size iki seçenek sunuluyor. Ya bizim gibi paranız yetmeyecek ve alamayacaksınız. Ya da bankaya borçlanarak alacaksınız. 120 liralık şekeri 140 lira olarak geri ödeyeceksiniz. Ama size faiz gibi gelmesin, çünkü ödeme günü gelene kadar zaten şeker 140’a çıkmış oluyor.
Güncel fiyat ödüyorsunuz. Rızkı Allah verir noktasında şüphem yok. Ama Afrika’daki ihtiyaç sahiplerine üzülürken, Afrika’daki bazı ülkelerin paraları birimleri bizden daha değerli hale geldi.
Din, dil, ırk ayırt etmeden kimsenin yokluk çekmesini istemem. Burada anlatmak istediğim onlar hala aynı fakirlikte sabit, stabiller. Bizler gittikçe fakirleşiyoruz. Ay sonunda kredi kartlarının da haricinde birde ek kartları ödemek zorunda kalıyoruz. Neden? Cevap çok acıdır ki, yaşayabilmek için.
Sizlere kilosu bin dolar olan pule peynirin den bahsetmiyorum.
Üretiminin nasıl yapıldığı belli olmayan, içine ineğin idrarı kaçmış bile olsa şifadır diye yediğimiz inek peynirinden bahsediyorum.
Ağaçta yetişen zeytinin yağı ne kadar olabilir? 120 TL, kahvaltıda yıkadığınız zeytinden akan su bile pahalı...
Düşünün ki Karadeniz bölgemizin çayını Gürcistan'dan gelen işçiler topluyordu. Ama şimdi gelmiyorlar 250 lira günlük parayı beğenmiyorlar orada 500 lira olmuş!
Onların parası kıymetli olmuş alışverişe bizim ülkemize geliyorlar tıpkı Bulgaristan gibi Türk lirasının kıymeti kalmamış!
Artık sabır demekten yorulduk lütfen biraz da bizi düşünün....