Hafta başını ezelinden beridir hiç sevmem. Hani Pazartesi sendromu diyorlar ya onun gibi bir şey fakat artık haftanın başı ile sonu birbirine karıştı.
Sabır çekmekten yorulduk. Artık sabır kalmadı. Vatandaşın sabır taşı çatladı, paramparça oldu.
Esnaf isyan içinde dayanacak güç takat yok diyor. Zaten pandemi dönemi ile belimiz bükülmüştü, bu kez de aşırı zamlardan dolayı yine iflasın eşiğine geldik diye isyan ediyor.. Artan işyeri kiraları, yüksek maliyetler ve zamma dönüşen vergi artışları derken, esnafın kaderi değişmedi.
Ekonomik çalkantı durmak bilmiyor. Altın, Dolar, Euro seçimden sonra arttı da arttı! Halk geçinemiyor!
Market raflarında her hafta yenilenen araç-gereç, ıvır-zıvır şeyler olur mesela. Eskiden o gereksiz ama bir o kadar da ilginç gereçler hemen tükenirdi. Şimdi ise olduğu gibi duruyor o ıvır zıvır şeyler. Hatta her hafta üzerine yenisi geldiği için birikintiler oluşuyor. Artık herkes temel ihtiyaçlarını alabilmenin, karnını doyurabilmenin derdinde çünkü. Alım gücü eskisi gibi değil.
Bir ihtiyacı alırken bile 40 kere düşünür olduk. Bu pahalılık çok çocuklu aileler için daha da zorlayıcı. Bir de yüksek ev kirası ödeyenleri düşününce; “İnsanlar nasıl geçiniyor.” dedirtiyor. Bir maaş ile dört kişilik bir ailenin geçinmesini düşünemiyorum bile.
Ekonomi dünya çapında kötü durumda. Bizim ülkemiz de çok fazla etkileniyor bu durumdan. Ama tek sorun bu değil. Fırsatçılar da durmuyor. Önlenemiyor maalesef. İlk olarak bu duruma bir çare bulunsa ne güzel olur.
Fırsatçılar cezalandırılmalı! İnsanların mağduriyetinden kâr sağlamaya çalışanlar hak ettiğini bulmalı. Alım gücü ancak bu şekilde artar.
Adam 2 bin lira olan kirasının 10 bin liraya çıkmasına isyanlar içinde ama kime şikayert edecek ev sahibi sopalarla kapı da beklemiyor mu?
Şu kısacık ömrümüzün olduğu bu dünya da hak ettiğimize inanmıyorum.
Bizi yöneten lütfen artık bu konuya eğilin.