Hava Durumu

Bu acıya yürek dayanmıyor

Yazının Giriş Tarihi: 09.02.2023 18:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.02.2023 18:01

Depremin üzerinden az bir zaman geçse de ne yazık ki halen toprağın altından bazı canlıları çıkarmaya devam ediyoruz. Bakın 81 saat sonra Gaziantep'te canlı bir vatandaşımız çıktı.

Depremde hayatını kaybeden insan sayımız 14 bini geçti.

Yaralı sayımız 64 bine ulaştı. Artık insanlar dostlarından hep telefon beklerken onların seslerini duymak istediler ne yazık ki artık o sesleri duymayacaklar.

İşte yıkıldığın zamandır o an çok sevdiğin bir dostunu bir arkadaşını kaybetmişsindir. Bu yazımda bunu yazmak bile insana azap vermekten geri kalmıyor.

Yaşam o kadar değişik ki bir bakarsın sabah kahvaltısında berabersin, bir bakarsın akşam yemeğinde yoksun. O zaman ağlarsın sabah kahvaltısında neden üzdüm ki diye ama nafile ne yaparsanız yapın telafisi yoktur. Her şeyin bir başlangıcı vardır, Her başlangıcında bir sonu, oysa ki yalanların ayyuka çıktığında anlarsın hiç görmediğin sonsuzluğun koca bir hayal olduğunu.

Hafızanın aslında en büyük düşmanı olduğunu görürsün..

Öyle kolay harcar ki, değer verdiklerini ve o kadar kolay siler ki, içine sinmiş vazgeçilmezlerini, utandırır insanı kendisinden, bir iğne deliğine girercesine yok olur gidersin.

Zaman o kadar acımasızdır ki, bakın milyonlarca lira ödeyerek aldıkları evlerdi güya... Depreme dayanıklı diye aldılar ne yazık ki, bu evler onların mezarları oldu.

Çok güzel değerler yitti gitti!

Sormak lazım bu binaları yapanlar neleri çaldılar bu binaların denetleyicileri ne kadar kontrol ettiler. ucuz işçilik diye Suriye'den gelen işçilerimi çalıştırdılar.

Elbette ki buradaki müteahhitler kar edebilmek için ucuz işçilik yapacaklardır. Fakat deprem yönetmenliğine göre yapılan bu yapılar ne yazıkkı denetlenmediği için bu haldeyiz.

Biz kendimizi sorumlu tutarsak tüm olan bitenden, zamanın günahını üzerimize almamız ve hafızamızın yarattığı koskoca bir uçurumda yuvarlanır dururuz.

Sonra bir umutsuzluk kaplar içini denizden çıkmış balık misali çırpınıp durmamak için sağlam binalarda oturmak için gayret etmemiz gerekmektedir. Depremin öldürmediği insanın kendi kendisini öldürdüğüne de unutmamamız gerekir.

Bu kadar kötü hava şartları içerisinde enkaz altında kalanların neler yaşadığını hayal edip düşünmemiz gerekir ki yazın sıcakları bile olsa sen kara kışı yaşarsın çünkü içinde fırtına ve kara bulutlar vardır. İliklerine kadar üşürsün.

Unutursun, şimdi zor gelir biliyorum.

Korkarsın kendi benliğinden, bir köşede iki büklüm olur, büzülürsün.

Fakat ben şunu derim hep hayatımız bir kısır döngüden başka bir şey değildir.

Her başlangıcın bir sonu vardır. İnsan ömrü de o kadar kısadır ki düşünün bir kere ezanla gelip sela ile gittiğimizi iki kaşın arası kadar yakın olan ölümün hissini duymadığımızı geleceğe bakarak neler yaptık dediğimizin hiç olmadığı bir dünya da ne için yaşadığımızı bile anlamış değiliz.

Ne yaptık ki insanlık için arkamızdan neler söyleyecekler bunu hiç düşündük mü?

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.