Hava Durumu

Son kez (!) uzatıldı: Eski tip ehliyetlerde bir erteleme daha

Yazının Giriş Tarihi: 01.08.2025 09:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.08.2025 09:09

Devletin “ciddiyet” duygusu, toplumun kurallara olan inancını ve saygısını besleyen en temel kaynaklardan biridir.

Ancak ne yazık ki Türkiye’de son yıllarda bu kavram giderek aşınıyor. Bu aşınmanın en güncel örneği, eski tip sürücü belgelerinin yenilenme süresinin bir kez daha ve sözde “son kez” olmak üzere uzatılması oldu.

Yeni açıklamaya göre, 15 TL karşılığında yapılan ehliyet değişimi için son tarih 31 Ekim 2025'e ertelendi.

Oysa bu tarih daha önce defalarca uzatılmış, her defasında da “son kez” denmişti.

Bu durumda insan sormadan edemiyor:

Gerçekten bir son var mı? Ve daha da önemlisi, devletin koyduğu kuralların bir bağlayıcılığı kaldı mı?

KURALLARIN CAYDIRICILIĞI KAYBOLUYOR

Bir devletin yasa ve yönetmelik çıkarması elbette önemlidir. Ancak bu kuralların toplum nezdinde anlam kazanması için uygulanabilir, istikrarlı ve bağlayıcı olması gerekir. Maalesef bizde işler böyle yürümüyor.

Ehliyet meselesi bunun sadece küçük bir örneği.

Benzer şekilde; vergi borçları, SGK primleri, kaçak yapılaşmalar, askerlik bedelleri ve daha nicesinde “af” ve “erteleme” kültürü iyice kökleşmiş durumda.

Vatandaşın zihninde oluşan algı net: “Nasıl olsa yine uzatılır, nasıl olsa yine af gelir.”

Bu zihniyet, sadece ilgili düzenlemeye uyulmamasına neden olmuyor. Aynı zamanda kurallara uyan, sorumluluğunu zamanında yerine getiren vatandaşların da sisteme olan güvenini sarsıyor. Düşünün ki biri yıllar önce 15 TL verip ehliyetini değiştirmiş. Şimdi bakıyor ki değiştirmeyen hiçbir cezaya maruz kalmamış, aksine zamandan ve işle uğraşmaktan tasarruf etmiş. Peki o zaman dürüst olmak, sorumluluk bilinciyle hareket etmek neye yaradı?

SORUN SADECE EHLİYET DEĞİL

Buradaki mesele sadece ehliyet meselesi değil. Bu, aslında Türkiye’de yönetim anlayışının ve kamu yönetimi disiplininin geldiği noktayı gösteren bir turnusol kağıdı.Ne yazık ki “istikrar” ve “devlet otoritesi” gibi kavramlar, toplumda artık sadece seçim kampanyalarında kullanılan söylemlere dönüşmüş durumda.

Düzenli olarak MTV’sini ödeyen, SGK primini yatıran, trafikte kurallara uyan vatandaş, sürekli af ve erteleme politikalarıyla cezalandırılıyor. Ödül ve ceza mekanizması bozulmuş durumda.

Devletin adil ve kararlı olması gereken yerlerde keyfiyet hâkim. Bunun sonucunda ise vatandaş, devletle arasında mesafe koyuyor. Kimse kurallara inanmak istemiyor, çünkü “bir şekilde halledilir” anlayışı, tüm sistemi esir almış durumda.

BU YANLIŞTAN DÖNÜLMELİDİR

Devlet, bir baba gibi adil olmalı ama aynı zamanda kararlı ve disiplinli durmalı. Yasa koyduğunuzda, onu uygulayacak cesaretiniz ve iradeniz de olmalı. Ehliyet yenileme gibi basit bir işlemin bile defalarca ertelenmesi, aslında tüm kamu düzenine bir gölge düşürüyor. Bu ertelemelerle, vatandaşın devlet ciddiyetine olan inancı zedeleniyor.

Artık şu “son kez” ifadeleri inandırıcılığını tamamen yitirdi. Eğer bu bir gerçekten “son” uzatma ise, 31 Ekim 2025 tarihinden sonra hiçbir şekilde ikinci bir af, erteleme ya da esnetme olmamalıdır. Aksi halde yapılacak her yeni uzatma, devlete olan saygının bir tuğlasını daha yerinden oynatacaktır.

VATANDAŞA DA GÖREV DÜŞÜYOR

Elbette burada sadece devlete değil, vatandaşa da görev düşüyor. Toplum olarak kurallara uymayı alışkanlık hâline getirmeliyiz. Kuralsızlığı, günü kurtarmayı değil; düzenli, planlı bir hayatı benimsemeliyiz. Ancak bu bilinç, sadece bireysel değil; sistemsel olarak da teşvik edilmelidir. Aksi takdirde kuralsızlık ödüllendirilen, sorumluluk ise cezalandırılan bir ülkede yaşarız.

Ehliyet konusu bir semboldür. O sembol, devletin yönetim biçimini, toplumun devlete olan bakışını, kural ve yasa kültürünü yansıtır. Bugün bir ehliyet yenileme süresini konuşuyoruz, ama aslında kaybedilen şey “devlete duyulan güven”dir.

Ve unutmayalım: Devletin ciddiyeti, lafla değil, kararlılıkla inşa edilir.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.