Düşen Doğum Oranlarından Çok Daha Tehlikeli Olan: Umutsuzluk
Siyasi isimler çıkıp “Düşen doğum oranları terörden daha tehlikeli” diyor. Belki haklı oldukları noktalar vardır ama asıl sorulması gereken, belki de yıllardır sorulmaktan korkulan soru şu:
Bu ekonomide gençler nasıl cesaret edip çocuk yapsın?Bu şartlarda bir aile nasıl ev kurabilsin?Gençler hayata nasıl umutla başlasın?
Bugün 22,104 TL’lik bir ev fiyatından söz ediliyor. Evet, yanlış okumadınız: 22,104 TL!
Asgari ücret belli, ortalama maaş belli, alım gücü ortada…Bir birey, bırakın çocuk yapmayı, çalışarak bir ev sahibi olmayı bile hayal edemiyor.
Sonra da gençlere “Neden yuva kurmuyorsun? Neden çocuk yapmıyorsun?” diye soruluyor.
Bu sorular, gemisini batırdıktan sonra mürettebata “Niye yüzmüyorsunuz?” diye kızmaya benziyor.
Bir Neslin Sustuğu Yer, Bir Ülkenin Kırıldığı Yerdir
Gençlerin en büyük korkusu artık savaş, terör, hastalık değil.Gençlerin en büyük korkusu:Yarınını kazanamamak.Bugününü tutamamak.Hayalini kurduğu bir eve, yaşam standardına ve huzura hiçbir zaman ulaşamamak.
Ebeveynler de artık çocuklarının geleceğini koruyacak gücü kendinde bulamıyor.Eskiden baba bir maaşla ev alırdı. Şimdi iki kişi çalışsa kira + faturalar + market üçgeninde nefes alamıyor.
Böyle bir tabloda doğum oranlarının düşmesi sürpriz değil.Sürpriz olan, hâlâ bunun nedeninin sorgulanmaması.
Ama Bir Gerçek Daha Var: Bu Ülkenin Gençleri Zor Günlerin Çocuklarıdır
Her ne kadar ekonomik koşullar ağır olsa da, gençlere şöyle seslenmek gerekir
Siz bu ülkenin kaderinde anahtar nesilsiniz. Bugün yaşadığınız zorluklar sizi ezmek için değil, güçlendirmek için var.
Belki kolay bir hayatınız olmadı. Belki hazır bir düzen teslim edilmedi size. Belki de size umut yerine “sabret” demekten başka bir şey sunamadılar.
Ama unutmayın! Sıfırdan başlayanların başarıları en gür çıkan başarı öyküleridir.
Bugünün Türkiye’sinde yetişen gençlerin en büyük sermayesi; dayanıklılığı, zekâsı, pratikliği ve dünyayla kurduğu güçlü bağlantıdır.
Eskisi gibi değil artık; genç akıl sınır tanımıyor.
Dijital dünya, girişimcilik, serbest çalışma modelleri, global iş ağları…Artık bir genç, masa başında bir başkasının belirlediği maaşa mahkûm olmak zorunda değil.
Gençlere Nasihat: Karanlığa Kızacağına, Kendi Işığını Yak
Bugünün gençleri, sadece iyi bir maaş aramamalı.Bir planı, bir hedefi ve bir çıkış stratejisi olmalı.
1. Kendine yatırım yap
Dijital beceri, yabancı dil, mesleki uzmanlık…Hangisi olursa olsun, seni diğerlerinden ayıracak bir alan seç.
2. Kendi işini kurabileceğin ihtimali hep masada dursun
Bugün dünya devi şirketler bile garajlarda kuruldu.Türkiye’nin dış pazarlara açılma yeteneği geçmişte hiç olmadığı kadar güçlü.
3. Ekonomiyi bahane değil, motivasyon haline getir
Zor ekonomi, zor karakter üretir.Karakteri güçlü olan genç ise geleceği değiştirir.
4. Aile baskısından çok, kendi vizyonuna kulak ver
Kendi yolunu çizen, kendi hayatını inşa eden gençler bu çağın liderleri olacak.
Bu Ülke Gençler İçin Zor Ama Umutsuz Değil
Evet, ev fiyatları uçtu.
Evet, maaşlar yetişmiyor.
Evet, gençler kaygılı, aileler yorgun.
Ama bu ülke, en zor zamanlarında bile en büyük çıkışları yapan bir ülkedir.
Bugün karanlık görünse de, tarih bize şunu öğretti: Her kriz bir dönüm noktasıdır.
Her zorluk yeni bir fırsatın kapısını aralar.
Gençler, bu ülkenin geleceğini yeniden kuracak nesildir.Bu toprakların umudu, gençlerin cesareti ve hayaliyle yeniden filizlenecektir.
Gelecek, Hazır Olana Aittir
Düşen doğum oranlarından bahsedenler önce gençlerin kaybolan cesaretine bakmalı.
Bir ülke, gençlerine umut veremiyorsa doğum oranı değil, gelecek oranı düşer.
Ama unutmayın gençler…
Siz, bu ülkenin yeniden yükselişinin mimarlarısınız.
Plan kurun, cesur olun, vazgeçmeyin.
Hayat sizi korkutmasın; siz hayatı şekillendirin.
Gelecek, hazır olana değil; mücadele edene, inanana ve durmadan ilerleyene aittir.