Eğitimde nerede hata yapılıyor? Ortaokul ve liseler kampüs sistemine dönmeli mi?

Türkiye’nin 30 yıldan buyana çözemediği alanlardan ilk sırada eğitim geliyor.

Birçok sistemin denendiği eğitim sistemi, adeta deneme tahtasına döndü.

Her gelen iktidar ya da bakan bir sistem uygulamaya çalışsa da başarılı olamadı.

Eğitimde nerelerde hata yapıyoruz?

Eğitim müfredatında sürekli değişiklik sistemi başarısız hale getiriyor.

Okullarda eksik personel sebebiyle okul aile birlikleri velilerden topladıkları aidatlarla durumu kurtarmaya çalışsa da başarılı olunamıyor.

Öğretmenlere verilen maaşın düşük olması, geçim derdinde olan öğretmenlerin dersi değil, ekonomik koşulları düşünmesinden dolayı ders anlatma verimliliği yüzde 30’lara düşüyor.

Öğrenci, devletin verdiği kitaplardan bir şey anlayamadığı için yardımcı kitaplara yöneliyor. Tabi bunu alamayan, ekonomik durumu yeterli olmayan öğrenciler, başarısız oluyor.

Bir rant kapısı haline gelen yardımcı kitaplar yerine devletin verdiği kitapların öğrencilerin anlayacağı dille yazılmaması da başarısızlığı tetikliyor.

Eğitim sisteminde neler değişmeli?

Müfredatın uzman eğitimciler tarafından yeniden şekillenmesi şart.

Öğretmen maaşlarında iyileştirme yapılması, ekonomik şartları kurtaracak seviyeye getirilmesi gerekiyor.

Devlet tarafından verilen kitaplar, öğrencilerin rahatlıkla anlayacağı dilden yazılacak, yardımcı kitaplara ihtiyaç duyulmamalı..

En önemlisi de kampüs sistemi…

Eğitimde kampüs sistemi nedir? Devlete, öğrencilere ve velilere neler kazandırır?

Kampüs sistemi, aslında yabancı olmadığımız bir konu. Üniversitelerde uygulanan kampüs içinde her fakültenin yer aldığı bir alanda eğitimlerin verilmesi..

Bursa bu konuda pilot il olabilir.

Bursa’nın merkez ilçeleri olana Osmangazi, Yıldırım, Nilüfer ile birlikte artık merkez sayılan Kestel ve Gürsu ilçelerini kapsayan radikal bir eğitim sisteminden bahsediyorum.

Bursa’da doğu yakası ve batı yakası olarak iki kampüs kurulmalı.

Bu kampüste ortaokul ve liselerin tamamı bu kampüste yer almalı.

Mahalle aralarındaki okullar ihale ile satılarak oluşacak kampüsün bütçesi de çıkarılabilir.

Kampüsün giriş ve çıkışlı sıkı denetimde olmalı.
Öğrenci, okula girdiği zaman bir daha dersler bitmeden çıkamamalı.

Gün boyu eğitimin yanı sıra 2-3 saat ek çalışma dersleri oluşturulmalı ki; öğrenci bu saatlerde ödevlerini de yaparak akşam evde sosyal zaman geçirebilsin.

Veliler de evde ödev yapmaktan kurtulsun.

Okul servisleri devlet tarafından ücretsiz sağlansın. Devlet, servisçileri kiralayarak öğrenci servisi sorununu çözebilir. Dolayısıyla servis işinden kazanan esnaf da mağdur olmamış olur.

Kampüs sistemiyle öğrenciler uyuşturucu belasından kurtulacak.

Bugün okul önlerinde bekleyen torbacıların sattığı uyuşturucudan yüzlerce öğrenci bağımlı olup hayatları kararıyor.

Uyuşturucunun ortaokul ve liselerde kol gezdiğini hepimiz çok iyi biliyoruz.

Her okula bir polis konulsa bile yine de başa çıkılamıyor. Öğrenci istediği zaman okuldan kaçıyor ya da okula gitmeyebiliyor. Anne-baba çalıştığı için çocuğunu takip edemiyor ve devlete güveniyor.

Kampüs sistemiyle okul önlerinde satılan uyuşturucu belasından hem devletimiz, hem öğrenciler, hem veliler, hem de eğitim sistemi kurtulacak.

Kampüs sistemi ile okulların giderleri ciddi ölçüde düşecek. Dolayısıyla okul aile birlikleri ve velilerden alınan aidatlara ihtiyaç duyulmayacak.

İlçelerde kampüs sistemi nasıl olacak?

Örneğin, İnegöl ilçesinde tek bir kampüs olacak ve tüm okullar bu kampüse taşınacak. Dolayısıyla devlet hem ekonomik yükten kazanç elde edecek, hem de eğitim sistemi düzene girecek.

Sonuç olarak eğitim sisteminde yapılan hatalardan ivedi bir şekilde dönülmesi gerekiyor. Eğitimde kampüs sistemi olmazsa olmaz hale geldi.

Şimdi başlanırsa önümüzdeki yıl mutlaka bu kampüs sistemi yetişir.

Umuyoruz, yeni Milli Eğitim Bakanı, bu konuda adımlarını atar.

Artık eğitimde devletimizin kaybedeceği 1 günü dahi yok.

Sağlıklı ve esen kalın…