Hava Durumu

Herkesin derdi GEÇİM sıkıntısı

Yazının Giriş Tarihi: 03.08.2022 10:24
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.08.2022 10:24

Çok partili hayata geçtiğimiz yıl olan 1950 seçimlerinden itibaren dikkat edilirse seçimlerde ekonomiden çok, Milliyetçilik, Din, Muhafazakarlık, dış siyaset gibi argümanlar kullanıldı.

1960 yılındaki ihtilal, 1972 yılındaki muhtıra, 1980 yılındaki ihtilal, sonrasındaki e-muhtıra, 15 Temmuz'daki hain darbe girişimi sonrasında yapılan seçimler aslında seçimlerde ana belirleyici olması gereken ekonomiyi bir türlü öne çıkaramadı.

Seçmen gelecek yılın Haziran ayında sandık başına gidecek, aynı sandıkta Cumhurbaşkanını ve milletvekillerini seçecek. Gelecek yıl yapılacak olan seçimi bugüne kadar olanlardan ayıracak en önemli özellik seçimim kaderini çok büyük ölçüde ekonominin belirleyecek olmasıdır.

Son bir yıldır hayatımı son derece olumsuz bir şekilde etkileyen hayat pahalılığı hangi siyasi partiye mensup olursa olsun, hangi dünya görüşüne mensup olursa olsun herkesi derinden yaralamış durumda.

Hayatımızı olumsuz yönde etkileyen pahalılık dolayısı ile bırakın bir şehirden başka bir şehire gidebilmeyi bir mahalleden başka bir mahalleye gidilecek durum kalmadı. Zira akaryakıt pahalı, pahalı akaryakıt dolayısı ile toplu taşıma araçları da pahalı.

Vatandaşın artık ev halkı ile yada yakın dostları ile akşam yemeğine gidecek durumu kalmadı. Öğle yemeklerini birkaç arkadaşı ile birlikte yerleşim merkezindeki esnaf lokantalarına gitmek bile nerede ise hayal oldu.

Böylesi bir durumda yazımızın başında da belirttiğimiz gibi çok uzun yıllar sonra ilk kez sandıktan çıkacak olan neticeyi ekonomik şartlarının belirleyecek olması da hemen herkes tarafından kabul ediliyor.

Aslında seçimin kaderini ekonominin belirleyecek olması son derece normal, zira devletin zaten güvenliği sağlamak, sınırlarımızın güvenliğini sağlamak, Çocuklarımızın eğitim sorunu çözmek gibi zaten temel görevleri var.

Burada asıl olan ülkeyi yöneten iktidarların o ülkenin sınırları içerisinde yaşayan milyonlarca vatandaşın daha iyi bir hayat yaşamasını sağlayacak ekonomik tedbirleri almasıdır.

Şu sıra tüm vatandaşlarımızın ortak derdi “Geçim sıkıntısı”. Var olan hayat pahalılığı dolayısı ile kiralarını, elektriğini, suyunu, gazını, vergisini, SGK‘sını ödeyemeyen çok sayıda işyerlerinin teker teker kepenk kapatması hepimizi derinden üzüyor.

İşyerlerinin kapanması sonucu ortaya çıkan işsizlik, gerekli hammaddeyi sağlayamadığı için kapanan fabrikaların işsiz kalan elemanlarının tek derdi de geçim sıkıntısı...

Geçim sıkıntısının iktidarı belirleyecek olması Türk seçmeni için yeni bir kapının açılması anlamını da taşıyo. Hangi dünya görüşüne mensup olursa olsun evine ekmek götüremeyen insanların ideoloji ile olan bağları da o andan itibaren kopuyor ve insanlar “Daha karnımı doyuramıyorum, bu halde iken ideolojiyi neden düşüneyim?” diye düşünüyorlar.

Vatandaşın sofrasına fazladan yemek koyabilen iktidarların mevcudiyetlerini devam ettirecekleri, ekonomik noktada fayda sağlayamayanların ise tarihin tozlu raflarında yerlerini alacakları bir sürece doğru ilerliyoruz.

Önce ekonomi...

Sonra ekonomi...

En sonunda yine ekonomi!

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.