Hava Durumu

Başlıksız bir gelecek! Üretimden kopan eğitim, gelecekten umut kesmek demektir!

Yazının Giriş Tarihi: 18.04.2025 08:56
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.04.2025 08:58

Dünya bugün iki kutuplu bir mücadeleye sahne oluyor: Bir yanda kapitalizmin amiral gemisi ABD, diğer yanda üretim gücüyle yükselen Çin...

Ancak bu küresel satranç tahtasında Çin’in hamleleri sadece ekonomiye değil, eğitime dayanıyor. Çünkü Çin, çocuklarına küçük yaşlardan itibaren üretmeyi, tasarlamayı ve uygulamayı öğretiyor. Onlar daha çocukken robot yapıyor, kod yazıyor, tarımın mantığını kavrıyor, sanayi ile temasa geçiyor.

Peki ya biz?

Biz ne yazık ki üretimin, emeğin, alın terinin kutsallığını bilen Köy Enstitülerini kapatarak başladık yanlışlarımıza. O enstitüler ki; Türk köylüsünü sadece okuma yazma bilen değil, aynı zamanda marangoz, çiftçi, öğretmen, teknisyen, sanatçı yapan yerlerdi. Yani Anadolu'nun toprak çocuklarını işleyen birer “üretim okulu”ydu. Ancak bu toprakların mayasından doğan o devrim kapatıldı. Yerine teorik bilgiyle dolu ama pratikten uzak, bireyi sadece sınavlara hazırlayan, üretimden kopuk bir sistem getirildi.

8 Yıllık Kesintisiz Eğitim Yasası, belki şehirli görünmek adına atıldı ama kırsaldaki çocukları üretimden kopardı. Eğitim sistemimiz köksüzleşti. Üretim, emek, el becerisi, staj, uygulama unutuldu. Bugün milyonlarca “diplomalı işsiz”in olduğu bir ülkede beyaz yaka fazlalığı yaşanıyor; ancak mavi yaka ustalar, teknisyenler, zanaatkârlar adeta mumla aranıyor.

Meslek liselerinde bile staj zorunluluğu kâğıt üzerinde kalıyor. Birçok genç, tornayı, kaynak makinesini, çiftliği, laboratuvarı hiç görmeden mezun oluyor. Sanayi ağlıyor, üretici usta bulamıyor, çiftçi bilinçli işgücü yetiştiremiyor. Tarım alanlarımız boş, sanayi alanlarımız niteliksiz. Bu da bizi dışa bağımlı hale getiriyor.

Çin’in başarısı burada gizli: Onlar çocuklarına üretimi kutsal bir görev olarak öğretiyor. Biz ise çocuklarımızı sınav sistemine mahkûm ediyor, onları yarış atı gibi koşturuyoruz. Oysa ki eğitim, sadece bilgi aktarmak değil; bir milletin karakterini, becerisini ve geleceğini inşa etmektir.

Bugün Çin, her alanda ABD'ye kafa tutabiliyorsa, bu sadece nüfusunun kalabalıklığıyla açıklanamaz. Bu, stratejik ve milli bir eğitim politikasıyla mümkündür. Çin'de anaokulundan itibaren çocuklar, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) temelli, uygulamalı, proje odaklı eğitime yönlendirilir. Her öğrencinin bir hedefi, her okulun bir üretim çıktısı vardır.

Biz ise sınav sistemiyle boğulmuş, müfredatı ezberci ve güncellenmemiş, stajı göstermelik bir sistemle oyalanıyoruz. Öğretmenlerimiz idealist ama sistem tarafından yalnız bırakılmış. Öğrencilerimiz zeki ama yönsüz. Velilerimiz umutlu ama gelecekten kaygılı. Eğitim sıradan bir mesele değildir; bu ülkenin kaderidir!

Milli Eğitim Bakanlığı’na, üniversitelere, sanayi odalarına, iş dünyasına sesleniyoruz:

Gelin, eğitim sistemimizi yeniden üretimle buluşturalım.

Gelin, her çocuğun içindeki cevheri el becerisiyle, tasarımla, bilimle ortaya çıkaralım.

Gelin, Köy Enstitüleri’nden kalan o üretken ruhu yeniden diriltelim.

Gelin, sadece diplomalı değil, nitelikli, çözüm üreten, uygulayabilen bireyler yetiştirelim.

Çünkü üretmeden büyüyemez, öğretemeden ilerleyemez, eğitmeden yükselemeyiz!

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.