Hava Durumu

Panayır mı, planlama mı? Esnafın sorusu net: Kentin kazananı kim?

Yazının Giriş Tarihi: 22.12.2025 23:36
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.12.2025 23:36

Bir kentte, en merkezi ve kamusal değeri yüksek alanlardan birinde günler sürecek bir organizasyon düzenleniyor. Resmî adıyla “gastronomi” ya da “şenlik” başlığı altında sunulan bu tür etkinlikler, ilk bakışta şehirde bir hareketlilik yaratıyor gibi görünüyor.

Ancak yerel yönetimlerin sorumluluğu yalnızca hareket oluşturmak değildir. Asıl sorumluluk, bu hareketin kime, nasıl ve ne pahasına yansıdığını doğru okumaktır. Sahaya biraz yakından bakıldığında, esnafın zihninde tek bir soru beliriyor:

Bu hareketlilikten kim kazanıyor?

Birçok şehirde olduğu gibi, ticaretle büyümüş kentler vardır. Bu şehirler; geçici organizasyonlarla değil, her sabah kepenk açan esnafıyla ayakta durur. Yerel yönetimlerin asli görevi de tam burada başlar: Kentin ekonomik omurgasını oluşturan bu yapıyı korumak, kollamak ve merkeze almak.

Depremin ardından hâlâ toparlanma mücadelesi veren şehirlerde, yapılan her etkinlik iyi niyet kadar denge, planlama ve adalet duygusu da gerektirir.

Rakamlar Konuşur: Kent Esnafla Ayakta

Orta ölçekli bir kentte; ticaret ve sanayi odalarına kayıtlı binlerce üye, esnaf ve sanatkâr odalarına kayıtlı ise binlerce küçük işletme faaliyet göstermektedir. Bu tablo, yerel ekonominin birkaç günlük organizasyonlarla değil, süreklilik arz eden emekle ayakta durduğunu açıkça göstermektedir.

Daha somut konuşalım:

Esnaf kefalet kooperatiflerine kayıtlı binlerce aktif üye, kredi kullanan binlerce küçük işletme, yerel ekonominin ne kadar kırılgan ama bir o kadar da hayati olduğunu ortaya koymaktadır.

Sadece yeme-içme sektöründe bile yüzlerce işletmenin faaliyet gösterdiği şehirlerde, bu yapı görmezden gelinerek yapılan her planlama, denge sorununu beraberinde getirir.

Merkezde Panayır, Kenarda Esnaf

Son dönemde bazı şehirlerde düzenlenen organizasyonlarda kurulan 3x3 metrelik çadırların kira bedellerinin 50.000 TL gibi rakamlara ulaştığı görülmektedir. Elektrik, su ve benzeri altyapı destekleri bulunan bu organizasyonlarda, zor durumdaki yerel esnafın “yer yok” cevabıyla karşılaşması ise üzerinde düşünülmesi gereken bir tablodur.

Yerel basının bir kısmının etkinliği sonradan öğrenmesi,

sivil toplum kuruluşlarının açıldıktan sonra haberdar olması,

hatta organizasyonun tam adını dahi bilmeyenlerin bulunması;

meseleyi yalnızca bir etkinlik tercihi olmaktan çıkarıp, yerel yönetimlerin katılım, iletişim ve önceliklendirme anlayışını tartışmaya açmaktadır.

Afet Hafızası, Yönetim Sorumluluğudur

Depremlerin hemen ardından, zarar gören şehirlerin esnafını ayakta tutabilmek için Türkiye’nin birçok yerinde destek organizasyonları düzenlendi. O günlerde ortak bir ilke vardı:

Yerel esnaf zarar görmesin.

Yerel ticareti zedeleyebilecek uygulamalardan özellikle kaçınıldı. Dayanışma, başka bir esnaf grubunun kaybı üzerine kurulmadı. Bu yaklaşım, bugün de yerel yönetimler için yol gösterici olmak zorundadır.

Nitekim birçok şehirde benzer organizasyonların ya şehir merkezlerinden uzak alanlarda yapıldığı ya da açık biçimde yerel esnafa öncelik tanındığı görülmektedir. Bu, doğru belediyecilik refleksidir.

Mesele Etkinlik Değil, Yönetim Tercihidir

Mesele panayır yapılıp yapılmaması değildir.

Mesele, panayırın kentteki esnafla birlikte mi, yoksa ona rağmen mi yapıldığıdır.

Bir kenti canlandırmanın başka yolları da vardır:

mahalle ölçekli etkinlik alanları,

yerel sanatçı ve üreticilerle programlar,

festival ve fuarlarda yerel esnafa açık öncelik,

kentin kendi kültürünü ve mutfağını merkeze alan planlamalar…

Bu yöntemler hem sosyal canlılık üretir hem de küçük işletmeleri seyirci konumuna itmez.

Son Söz

Bir kentin kaderi panayır afişleriyle değil, yerel yönetimin kendi esnafını ne kadar merkeze aldığıyla yazılır.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.