Geçtiğimiz günlerde tıp alanında ve eğitim konusunda başarılı doktorlarımızdan Op. Dr. Kemal Tekden ile sohbet etme imkanı buldum. Kemal Bey Kayseri, İstanbul ve Denizli’de Türkiye’nin en modern hastaneleri ile hizmet etmeye devam etmektedir. Bunun yanında eğitime gönül vermiş biri olan Dr.Kemal Tekden, kolejleri ile Türkiye’nin başarı öğrencileriyle her zaman gurur duyan biridir. Ayrıca gene Türkiye’de ilk defa bir eğitim vakfı kurmuş bu vakıfta üstün zekalı öğrencilere özel eğitim alarak üniversite sınavlarında Türkiye birincileri çıkmaktadır.
Kayseri’de sürekli olarak mahalle isimlerinin değiştirilmesi ve yabancı isimlerle açılan AVM ve işyerlerine tepkisini çok güzel kaleme alan Op. Dr. Kemal Tekden, hocamın yazısını sizlerle paylaşmak istedim...
“Geçtiğimiz günlerde beni ve pek çok hemşehrimi şaşırtan bir haber aldım. Bizim hastanenin bulunduğu mahallenin ismi değiştirilmiş. Bunda ne var diyebilirsiniz. Ama o herhangi bir isim değil, söyleyince anlar ve baş tacı yaparsınız, çünkü bu isim GEVHER NESİBE idi. Birazcık tarih bilen bu ismin nereden geldiğini ve önemini çok iyi bilir. Bu isim Kayseri’nin dünyaya tanıtımında ve tarihinde asla ihmal edilemeyecek bir yere sahip. Kısaca anlatayım.
Gevher Nesibe, Haçlı ordularını perişan eden Anadolu Selçuklu Devleti’nin büyük sultanı II. Kılıçaslan’ın öz be öz kızı. Ömrü tamamen Kayseri’de geçmiş, kardeşi Sultan Gıyasettin’in onu sevdiği komutana vermemesi ve bu komutanın da bir kalenin fethini gerçekleştirirken şehadete ermesi üzerine, Gevher ince hastalığa yakalanmış ve daha sonra da 28 yaşında Erkilet tepesinde (bugün bu tepede kalıntıları olan ve sanatoryum olarak kullanılmış bir köşkte) vefat etmiş. Sultan Gıyasettin, büyük bir nedamet duygusu içinde ve ölümünden önce ona verdiği söz üzerine dünyanın ilk tıp fakültesi kabul edilen Gevher Nesibe Şifahiyesi ve Gıyasiye Medresesi’ni yaptırmış. Şu an Selçuklu Müzesi olarak faaliyetine devam eden bu eser asırlarca Kayseri’de hekim yetiştirmiş ve bölgeye şifa kapısı olarak hizmet etmiş. Acı bir hikayesi var elbette. Ama “Vuku bulanda hayr vardır” hadisi burada kendini gösteriyor. Düşünsenize Gevher sevdiği komutanla evlense idi, bu eserler ortaya çıkar mıydı?
Böyle muhteşem bir esere sebep olan bir melikenin adı belki Kayseri’de çok daha büyük bir yere, belki de ilçeye isim olabilirdi. Ama bu yönde maalesef şansı yok, dünyanın en büyük mimarı Koca Sinan’ın ismi ilçenin ismi olunca bu mümkün değil. Kayseri’nin tanıtımında dünya çapında öneme haiz böyle bir ismin mahalleden kaldırılması bu yüzden tam bir garabet! Buna nasıl karar verildi sessiz sedasız anlaşılır gibi değil. Belediye meclis üyeleri bu kabul edilemeyecek karara farkına varmadan imza atmışlardır diye düşünmek istiyorum. Kayseri’yi tanıtırken kullanacağımız ve öne çıkaracağımız en büyük argümanlardan biri olan bu ismi en azıdan mahallede yaşatmak varken, değiştirmek Kayseri’ye hiç yakışmadı cidden.
Gevher Nesibe’ye ithafen kurulan bu muhteşem eserin bir özelliği de Anadolu’da bir kadın adına olan nadir eserler arasında oluşudur. Kayseri bu yüzden şanslıdır. Selçuklu’nun iki büyük kadınının Kayseri’de eseri vardır ki, diğeri Hunat Hatun külliyesidir. Bu büyük kadının da oldukça ilginç hikayesi vardır ama konumuz dışı olduğu için başka bir zamana bırakalım. İnşallah “Hunat Mahallesi” ismi de mesela Yanıkoğlu olarak değiştirilmez, korkmaya başladım. Bu iki hatunun Kayseri tarihine damga vurması medeniyetimiz açısından oldukça önemli bir hadisedir. Bizim kültür ve medeniyetimizde, kadınların ne denli toplum hizmetine katıldığını gösteren delillerdendir aynı zamanda. Başka şehirlerin medeniyet tarihinde bu görüntüyü kolay kolay bulamazsınız. Onların ismini daha da yüceltmek varken…
Kayseri bizim şehrimiz, ona karşı hepimizin büyük sorumlulukları var elbette. Kayserimizin tarihine, kültürüne, insanına, gençlerine sahip çıkmak bu yüzden hepimizin vazifesi. Özellikle bütün Kayseri halkının güveniyle seçilmiş belediye başkanları bu konuda büyük vebal altında. Bu konuda inşallah yanlış düzeltilir. Yoksa “Şehrinin tarihine sahip çıkmayan” şeklinde bir yaftayla anılmalarını ben de istemem. Bunun için değerli kardeşlerimi ikaz etmeyi de şehrime karşı sorumluluğumun bir gereği olarak görüyorum.
Gevher Nesibe, ismini Kayseri’nin zirvelerine yazdırmayı hak eden bir isimdir. Onu şükran ve dualarla anıyorum. Allah ondan ve onun gibi, şehrimize ve medeniyetimize hizmet edenlerden binlerce razı olsun.”