Hava Durumu

Hacı Babam; “Yeme İçme Artık Zenginlerin İşi"

Yazının Giriş Tarihi: 06.09.2021 08:15
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.09.2021 08:15

Evet, Hacı Babam gene konuştu; “Evlat, Korona zengini daha zengin, fakiri de daha fakir yaptı olan bizim gibi orta halliye oldu. Allah yardımcımız olsun. İnsanlar belediyelere baskın yapmaya başladılar. Kimsenin huzuru kalmadı. Bakıyorum etrafımda insanlar barut gibi. Ben bugüne kadar böyle sahipsiz bir şehir görmedim. Manavı, fırıncısı, kasabı veya bakkalı tutturabildiğine satıyor. Şehrimizde herhalde 400’e yakın zabıta var, bu zabıtalar ne iş yapar, biri bana anlatsın. Eskiden manavı, kasabı ve bakkalı tek tek gezerlerdi. Özellikle fırınlarda temizlikle gramaja bakarlardı şimdi insanlara sorun ‘ekmeğin gramajı ne kadar desen’ o şehrin belediye başkanı bile bilmez. Maşallah bizim başkanlar TV kanallarını gezerler, güzel güzel süslü süslü konuşurlar bizler de inanırız. Kısacası bu şehirde kör tuttuğunu öpmeyi bırak ısırmaya başladı.”

Yemek ve içmek artık sadece ekonomisi iyi olanlara mahsus. Onlar da maşallah var, hiç fiyat artışıymış, kaliteymiş aldırış ettikleri yok. Bir çay 10, bir kahve ise 20 lira olmuş bu memlekette. Tavuk dürüm bile fakir yiyeceği olmaktan çıktı. Eskiden 10 liraya satılan tavuk dürüm 30 lira oldu. Bu gidişle yani dışarda yiyecek adına seyyar satıcıdan başlayıp, kafanızı sokacak bir dükkan bulduğunuzda, lokantaya ulaşamadan hesabınız darmadağın oluyor. Restoranlar için tek kelime etmiyorum. Meyve sebze işlerini yazmaya gerek yok, pazar yeri bile artık zenginlerin uğrak mekanları oldu..

Demem o ki, bu şehirde inanılmaz bir başıboşluk var. Kör tuttuğunu öpüyor resmen. Ev kiralarından, gıda sektörüne, yiyecekten içecek sektörüne kadar fiyat terörü yaşanıyor. Hesap yapan yok, ‘kaça aldın, kaça satıyorsun’ diye yok. Marketler zaten sürekli etiket değiştiriyor. Ve sürekli yeni şubeler açıyor durmadan. Hijyen felan hak getire. Kullanım tarihi geçmiş mallar raflarda aslanlar gibi duruyor. Kokmaya yüz tutmuş gıda maddeleri etiket okuma merakı olmayanlara rahatlıkla satılıyor. Senede bir kere denetim yapıldığında, nedense herkesin önceden haberi oluyor ve tedbirini alıyor.

NİYE KOLAY HASTA OLUYORUZ?

Özellikle son dönemlerde ‘niye kolay hasta olmaya başladık’ dersiniz. Bağışıklık sistemimize ne oldu, niye enfeksiyonlara karşı dayanıksız hale geldik? Çocuklarımız niye çabucak hasta oluyor. Grip desen değil sıcak çarptı desen o da değil ama kuru öksürük, nefes almada zorlanmak, vücut direncinde düşüş ve yatağa mahkum olmak. Ben ne bilim ne de tıp adamıyım. Ama ortada garip bir durumun olduğunu görebiliyorum. Kanser hastalığındaki artış da kafamızı karıştırıyor. Geçenlerde Kayseri LÖSEV’den Arzu Hanım’la konuştuk. Kayseri'de 3 bine yakın kayıtlı kanser hastası varmış. Bence bu olay çok düşündürücü. Mideler bozulmuş durumda. Akciğerler aldığımız nefeste bile zorlanıyor. Bir garip durum var ortada...Ne var ki kimse çıkıp açıklama yapmıyor.

Acaba diyorum, yediğimiz gıdalardan dolayımı vücudumuz ve organlarımız ciddi bir saldırıya maruz kalıyor. Kullandığımız ilaç etki etmiyorsa bunun sebepleri nedir? Yoksa sebzede, meyvede, nohutta, soyada, mısırda, ayçiçeğinde, buğdayda ve tüm bakliyat ürünlerinde kullanılan tohumlar mı bizleri bu hale getirdi? Bir gıda mühendisi arkadaşım, “Türkiye’deki tohumların çoğu yabancı kaynaklı. Hastalığı beraber getiriyor” dedi. Sonuç olarak tohumculuk pazarının yüzde 70’i yabancı firmalara aitmiş ve bu firmaların ülkemize sattığı tohumların İsrail menşeli olduğu söyledi.

 Evet önce insanları kanser yapacak tohumları sonra ilaçlarını satıyorlar…

Kayserimiz mavi oldu ama hastanelerimizin yoğun bakımlarda yer yok. Keşke kırmızı kalsaydık da yoğun bakımlarımız boş olsaydı...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.