Hava Durumu

Hacı Babam; “Orta Direk Çöktü Oğlum”

Yazının Giriş Tarihi: 29.06.2022 08:35
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.06.2022 08:35

Dün akşam yatsı namazından sonra Hacı Babam, gene konuşmaya başladı: “Oğlum orta direk çöktü. AFAD felan kurtaramaz altında kaldık. Sonumuz Taşlıburun Mezarlığı. Mezarı olmayana da Allah yardım etsin, mezarlık fiyatları da uçtu. Tek kişilik mezarlık 25-30 bin lira olmuş. Eskiden garipler mezarlığı vardı parası veya kimsesi olmayan oraya gömülürdü. Hemen tabutun üst kapağına tahtasına tükenmez kalemle vefat edenin adı soyadı yazılırdı.

Hacı Babam bağlamayı eline aldı gene; “Artık söyleyecek bir şeyimiz kalmadı. Ne desek boş, herkes bildiğini yapmaya ve fiyatları yükseltmeye devam ediyor. Daha önce hep söylemiştim; Oğlum etteyatüye oturduk diye keşke oturmuş olsaydık. Gittikçe durum başkalaşıyor. Artık insanlar bu pahalılık karşısında böm böm bakıyor,sanki uyuşturucu almış gibi olduk. Önümüze ne dayıyorlarsa,etikete ne yazıyorlarsa o fiyattan  almak zorundayız. Kuzu kuzu kasaya gidip ödüyoruz.

Hep duymuşuzdur uyuşturucuya bir kere başladın mı artık geriye dönüş yok. Tam öyle durumdayız. Bunun artık kurtuluşu felan kalmadı. Artık ucuzluk hayal oldu. Rüyada görürsün. Ekmekten tutun da tuza şekere kadar tüm gıda ürünlerini zamlı da olsa alıyoruz. Ama kiloyla değil gram gram alıyoruz..

 Oğlum; “Kamyoncu rezil, çiftçi rezil, taksici rezil, vatandaş zaten tümden rezil, sabit maaş alanlar yandı, bitti ve kül oldu. Kurban da geldi, bu sene kurban da kesemeyeceğiz zaten orta direğin altındayız. Siyasetçiler kendi dertlerine düştü, eskiden ‘aman vatandaşıma kol kanat gereyim’ diyenler bizi kendi kaderimiz bıraktı. Oy zamanı geldiği zamanda kalırsak şayet belki hatırlarlar. Üç-beş kuruş maaşlara zam yaparlar, biz de onlara inanırız. Arkasından 5 lira olan ekmek 10 lira olur..

 Yemek içmek artık sadece ekonomisi iyi olanlara mahsus. Onlar da maşallah var, hiç fiyat artışıymış veya kaliteymiş aldırış ettikleri yok. Bir çay 5-10, bir kahve 20-25 lira olmuş bu memlekette. Tavuk dürüm bile fakir yiyeceği olmaktan çıktı. Yani dışarıda yiyecek adına seyyar satıcıdan başlayıp, kafanızı sokacak bir dükkan bulduğunuzda, lokantaya ulaşamadan hesabınız darmadağın oluyor. Restoranlar için tek kelime etmiyorum. Meyve sebze işlerini yazmaya gerek yok, pazar yeri bile artık zenginlerin uğrak mekanları oldu..

 Demem o ki bu şehirde inanılmaz bir başıboşluk var. Ev kiralarından, gıda sektörüne, yiyecekten içecek sektörüne kadar fiyat terörü yaşanıyor. Hesap yapan yok, ‘kaça aldın, kaça satıyorsun’ diyen yok. Marketler zaten sürekli etiket değiştiriyor. Ve sürekli yeni şubeler açıyor. Hijyen felan hak getire. Kullanım tarihi geçmiş mallar raflarda aslanlar gibi duruyor. Kokmaya yüz tutmuş gıda maddeleri etiket okuma merakı olmayanlara rahatlıkla satılıyor. Senede bir kere denetim yapıldığında, nedense herkesin önceden haberi oluyor ve tedbirini alıyor.

 NİYE KOLAY HASTA OLUYORUZ

Özellikle son dönemlerde niye kolay hasta olmaya başladık dersiniz. Bağışıklık sistemimize ne oldu? Niye enfeksiyonlara karşı dayanıksız hale geldik. Çocuklarımız niye çabucak hasta oluyor. Grip desen değil sıcak çarptı, desen o da değil ama kuru öksürük, nefes almakta zorlanmak, vücut direncinde düşüş ve yatağa mahkum olmak. Ben ne bilim ne de tıp adamıyım. Ama ortada garip bir durumun olduğunu görebiliyorum. Kanser hastalığındaki artış da kafamızı karıştırıyor. Kayseri’de 2 bine yakın kayıtlı kanser hastası varmış. Bence bu olay çok düşündürücü. Mideler bozulmuş durumda. Akciğerler aldığımız nefeste bile zorlanıyor. Bir garip durum var ortada, ne var ki kimse çıkıp açıklama yapmıyor..

Acaba diyorum, yediğimiz gıdalardan dolayımı vücudumuz ve organlarımız ciddi bir saldırıya maruz kalıyor. Kullandığımız ilaç etki etmiyorsa bunun sebepleri nedir? Yoksa sebzede, meyvede, nohutta, soyada, mısırda, ayçiçeğinde, buğdayda ve tüm bakliyat ürünlerinde kullanılan tohumlar mı bizleri bu hale getirdi? Bir gıda mühendisi arkadaşım, ‘Türkiye’deki tohumların çoğu yabancı kaynaklı, hastalığı beraber getiriyor’ demişti. Sonuç olarak tohumculuk pazarının yüzde 70’i yabancı firmalara aitmiş. Ve bu firmaların ülkemize sattığı tohumların İsrail menşeli olduğu söyledi.

  Evet önce insanları kanser yapacak tohumları sonra ilaçlarını satıyorlar...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.