Hava Durumu

Gel de hatırlama büyük ustayı, ölümsüz eser ‘Kadın’ımı!

Yazının Giriş Tarihi: 30.07.2022 09:16
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.07.2022 09:16

Her daim rahmetle andığım usta merhum Teoman Albay, Eeeey Kayseri, eeey Türkiye “Kadınım” şarkısını hatırladınız değil mi?

Kadın erkeğin canı sıkıldığında stresini atabileceği başka birine ya da bir olaya olan kızgınlığının acısını çıkarabileceği bir araç bir eşya..

Kadın konumunun hayatımızdaki yerinin sağlamlaştırılması için bu kadar çalışma, koruma kanunları, farkındalık yaratma projeleri, hani nerede ? Bunlar kadını bir yere taşıyamamış. Hele de erkeğin "hak etti" savunması veya pişkinliği. Bu şekilde hayat devam ediyor. “Şiddet kötüdür, kadına el kalkmamalıdır. Ama yaparız bazen” anlayış bu! Geçen zaman kazandırmamış, ileri götürmemiş kadını. Kadına sahip çıkmak zor olmamalı. Güçlü kadınlar şikayet ediyor, olayı basına adliyeye taşıyor. Ya diğer kadınlar? Kim bilir ne kadar yaygındır sesini soluğunu (elalem) meselesi yüzünden sessiz kalanlar, gizleyenler, her evlilikte böyle şeylerin olabileceğini düşünen... Hangi işi yaptığının, karakterinin, hobilerinin bir önemi yok. Kadın mı tamam ! Ötesi yok. Kadın her türlü aşağı, sosyolojik bir hastalık! Toplumun yarası! İyileşmiyor çünkü hastalık kabul edilmiyor.

Önce kadın görmeli bu gerçeği, acziyetin kendinde değiş erkekte olduğunu. Çocuklarına sağlıklı bir uygarlık bırakabilmek için konuşmak için gerektiğini. Kadın kendine değer vermeli, insanca yaşamanın peşine düşmeli. İnsan olduğunu herkesten önce kendisi kabul etmeli. Kişi kendine nasıl bakarsa çevresindekileri de öyle görür. Erkeğin çekirdeğine işlemiş kadını küçük görme anlayışı. Çevrenin ona verdikleri, kendini yetiştirememesi, toplumun erkeği gereğinden fazla yüceltmesi. Bunlar olmalı erkeği bu kadar kof, boş kılan. Sevmeyi bilmemesi, sevgisini gösterememesi... Özelikle de sevdiği kadına bunu yapması enteresan. Dışarıdan bir kadına ya da erkeğe değil, kendi sevgilisine, hayatındaki en özel insana, şiddet göstermesi.

 Kadın hep suçludur anlayışa göre ne yapsa kabahattir. Kadın kısıtlanan, hor görülen, yetersiz. Doğuştan kaybetmiş. Biz uygar mıyız şimdi? Uygar olduğumuzu söylemek kolayda sergilemek zor galiba. Oysa kadın toplumun yarısı, erkeğin bir parçası... Üreten çalışan, kalbi olan, hayalleri olan bir insan…

Kadın anne olduğunda ,ayakların altı cennet olandır. Öyle biliriz.. Öylede severiz kadınımızı. Güne nokta atmayacağım bendeniz. Dedim ya baştan, şimdi sıra merhum Teoman Alpay’ın ölümsüz eseri ‘Kadın’da… “Sürülmez sefa, çekilmez cefa, beklemez vefa gibisin kadın. Uzun bir destan, solmaz gülistan sevene sultan gibisin kadın. Bazen bir çiçek, bazen kelebek, bazen bir melek gibisin kadın. Sevgiye kanmaz, aşka inanmaz, aşktan usanmaz gibisin kadın. Gönüllere taç, ruhlara ilaç, aşkıma muhtaç gibisin kadın…”

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.