Namussuz namuslular: Yeni nesil ahlak tüccarları

Birileri yine ekranlarda...

Dillerinde "Allah", ağızlarında "vatan", "millet", "din", "sünnet"...

Gözümüzün içine baka baka, "namus" dersi veriyorlar.

Ama arkada ne var biliyor musunuz?

Bahis çeteleri, kara para, sanal kumar, fatura oyunları, inşaat sahtekârlıkları, sahte dernekler, paravan kulüpler...

İsim vermeyeceğim, çünkü siz zaten biliyorsunuz.

Sosyal medyada milyonlarca takipçili bir “fenomen”den, siyasi partide il başkanlığı yapmış "iş insanı"na...

Yüzlerine baktığınızda "vatanperver", arkalarına baktığınızda dolandırıcı.

Bakın size bu çağın yeni mesleğini söyleyeyim:

Kara Para Aklayan Namussuz Namusluluk!

Yani dışarıdan bakınca ahlaklı, içeriden çürümüş.

Nasıl mı yapıyorlar?

Kıbrıs’ta kurdukları hayali şirketlerle bahis siteleri açıyorlar, oradan Türkiye’ye “sponsorluk” adı altında milyonlarca doları sokuyorlar.

Sonra İstanbul’da bir spor kulübü, Antalya’da bir otel, Bodrum’da bir beachclub satın alıyorlar.

Hepsi makbuzlu, hepsi faturalı...

Bir de utanmadan “vergimi veriyorum, devlete destek oluyorum” diyorlar.

Yetmiyor...

Bir dernek kuruyorlar, bir vakıf açıyorlar, “gençleri kötü alışkanlıklardan uzak tutuyoruz” diye fon alıyorlar.

Ama o derneğin gecesinde, İstanbul’un en pahalı otelinde, masalarda şampanya patlatılıyor, dansöz oynatılıyor.

Adına da “bağış gecesi” diyorlar!

Daha bitmedi...

Gece kulübünde yıkıyorlar parayı, gündüz camide saf tutuyorlar.

Bankada iz bırakmaz, ama sosyal medyada her an dua paylaşır.

Bir de üstüne, gerçekten namusuyla yaşayan insanlara yukarıdan bakar, onları hor görür.

Hani bir söz vardır: “Hırsızın hiç mi suçu yok?”

Var elbette.

Ama bu düzenin de, bu çarkın da, bu göz yuman sistemin de suçu büyük!

Çünkü göz göre göre bu insanlar büyüyor.

Denetlenmiyorlar, sorgulanmıyorlar, aksine ödüllendiriliyorlar.

Birisi onları ifşa etti mi?

Hemen dava!

Bir gazeteci kalem oynattı mı?

Hemen tehdit!

Peki biz ne yapıyoruz?

Onların süslü arabalarını, abartılı hayatlarını izliyor, “vay be ne yaşamış adam” diyoruz.

Kendi hayatımızı küçümsüyor, helalin değerini unutuyoruz.

Bu ülkede artık en büyük suç, “namuslu” olmaktır.

Çünkü “namus” artık sadece ağızda, afişte, kürsüde kaldı.

Uygulamada ise, ne namus kaldı ne vicdan!

Ama unutmasınlar…

Bu millet bir gün o “namussuz namusluları” da ayırmayı öğrenecek.

Haramla zenginleşenleri, helalle yaşayanlardan ayıracak.

Ve işte o gün geldiğinde, gerçek hesap orada sorulacak!