İlkel komünal toplumda anaerkil aile düzeni söz konusuydu. Kadın; üreten, doğuran ve ailesini koruyan tabiat tanrıçası olarak görülürdü. Kabileler arasında savaşlar kadınlar için yapılırdı.
Kadınlar çok değerliydi ve onların sözü geçerliydi.
İlkçağ uygarlıklarında da tabiat ve bereket tanrıçaları kadın idi. Daha sonra 'ataerkil' aile düzenine geçildi. Eski Türkler'de kadınlar erkeklerle eşit haklara sahipti. Ortaçağ'da Türklerin İslamiyeti kabul etmesinden sonra kadınlar geri plana atıldı.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle şehirlerde kadınlar günü etkinlikleri yapılır.
Kadın yazarlar, sanatçılar davet edilir... Sergiler düzenlenir... Sinema gösterimi yapılır...Basın açıklamaları yapılır... Kadınlara çiçekler verilir.
Bu tür etkinlikler daha çok şehirdeki kadınlara ve aydınlara yöneliktir.
Oysa köylerde yaşayan, tarlada çalışan, hayvanlarına bakan kadınların bu günden hiç haberi yoktur.
Köydeki kadınlar sabah erkenden kalkar; hayvanlarını besler, süt sağar, yoğurt, peynir, tereyağı yapar, evini temizler, ekmek ve yemek yapar, bulaşık ve çamaşır yıkar, çocuklarına bakar, tarlada sebzesini üretir, pazara satmaya götürür. Akşam eve varınca yine ev işleri, çocukların ve hayvanların bakımı...
Bu işler kadınlar yaşlanıncaya kadar sürekli devam eder. Kadınların eşleri ise onların yaptığı işleri görmezlikten gelirler ve hiç takdir etmezler. Ne zaman ki eşleri hasta olur ve hayatını kaybederse o zaman bazı erkekler kadınların değerini anlar. Bu sefer de yeni bir eş arayışına girerler.
*
Yerel yönetimlerin liderlerinden isteklerim var:
Aslında çalışan kadınlar için 8 Mart tatil olmalıdır.
Hiç olmazsa kadınlar bir gün de olsa kadın olmanın, emeğinin değerini bilirler ve mutlu olurlar.
Kadının emeği her zaman daha değersiz görülür...Fabrikada çalışan kadınlar erkeklere göre daha az maaş alır... Üniversiteyi bitiren genç kadın, erkek çalışanlara göre daha az maaş alır... Resmi dairelerde erkekler kadınlara göre daha çabuk terfi ederler...
Okul müdürleri arasında kadınlar daha azdır... Üniversite rektörleri arasında çok az kadın vardır... İlkokuldan sonra okula giden kız çocuklarının sayısı da erkek çocuklarına göre daha azdır. Çünkü kız çocukları erken yaşta evliliğe sürüklenmektedir.
Oysa kadınlara destek verilirse harikalar yaratırlar. Genç kadın sporcularımız dünya şampiyonu olmakta; bilim, sanat ve sporun her dalında başarılar kazanmaktadırlar.
Ülkemizde hayatın her alanında toplumsal cinsiyet eşitsizliği yaşanmaktadır.
Bütün olumsuzluklara inat, kadınlara değerli olduklarını hissettirmek için yerel yöneticiler, bu özel günde çok anlamlı etkinlikler yapmak suretiyle kadınların gözünde unutulmayan yöneticiler arasında olabilirler.
Kadınların emeklerinin takdir edildiği, değer verildiği ve bir hiç uğruna yaşamdan koparılmadığı günlere ulaşmak umuduyla.
Kadınlar mutlu olursa aile ve toplum da mutlu olur.