Hava Durumu

Önce kimliğimize sahip çıkalım

Yazının Giriş Tarihi: 16.10.2021 02:19
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.10.2021 02:19

Misak-ı Milli sınırları içerisinde yaşayan bu millet Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurdu. Bu yaşam içerisinde bu coğrafyada yaşayan tüm unsurlara da ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ‘TÜRK’ milleti dedi.

Bu millete bir ortak dil olarak da Türkçeyi kabul etti. Çünkü milleti millet yapan en önemli değer dildi. Fakat şöyle etrafımıza bakıyorum maalesef son yıllarda adete Türk dili yok olmayla karşı karşıya turistik yörelerde bir lokantaya gittiğimizde menüde Türkçe yazan bir şey olmadığı gibi ne yiyeceğimizde şaşırmıyor muyuz?

Dükkanların vitrinlerine baktığımızda her dilden tabela ile karşılaşmıyoruz mu, artık ihalelerimizi bile devlette dahi dolar üzerinden yapmıyor muyuz?

O zaman bizi dış güçler adeta savaşmadan yok etmiyorlar mı? 10 sene sonra bu ülkede yaşayan bizlerin azınlık olmaya doğru gittiğimizi görmeyecek miyiz? Neden ülkemize gelen Irak, Afganistan, Suriye gibi mültecilerin bu ülkeye geldikten sonra nüfuslarının nasıl arttığına devletin verilerinden bakmak yeterli olacaktır.

O zaman Türk dili de yakın zamanda azınlıklar dili arasına gireceği kesin… Güneydoğu’da Hatay ilimize gidin Türkçe konuşan insanlara tek tük rastlarsınız, orada yaşayanların tamamen Arap dilini kullandıklarını göreceksiniz ve kendinizle şüpheye düşeceksiniz ‘yoksa sınırı mı geçtik’ demeden kendinizi alamayacaksınız…

Aslında sürekli çevremizde duyduğumuz, ‘Türkçe nereye gidiyor, dilimize sahip çıkmıyoruz’ sözlerine de hak vermiyor değilim, fazla uzağa gitmemize gerek yok. Darıca Osmangazi de yürürken Arapça yazılı o kadar çok dükkan var ki bunları görünce kendimi sorgulamaktan vazgeçemiyorum.

Zaten İngilizce ağırlıklı tabelalara sokaklarımızı teslim etmiştik şimdi de bu Arapça yazılı tabelalar sizleri tedirgin etmiyor mu?  Arkadaşlar mesele o kadar basit değil. Zamanla tabelalardaki kelimeler dilimize öyle yerleşiyor ki artık o kelimeyi kullandığımızın farkına bile varamıyoruz.

 Kısacası biz ülke olarak ille de komşularımız tarafından kuşatılmadık içimizden de yabancı diller tarafından kuşatıldık, toplumumuzda bir dilin zenginliğini ve tarihi altyapısını gösteren atasözleri ve deyimler yetim kalmadı mı sizce, o zaman dilimizin zenginliğini ve devamlılığını sağlamak için sıklıkla deyimlerimizi, atasözlerini kullanmalıyız ve çocuklarına anlamlarını açıklamalıyız. Kuşaktan kuşağa aktarımını sağlamalıyız. Aksi takdirde zamanın nasıl çabuk geçtiğini anlamayacaksınız bile...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.