Hava Durumu

Ahmet Şık'ın vekilliği düşürülmeli ve yargılamalı

Yazının Giriş Tarihi: 19.08.2024 19:16
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.08.2024 19:16

Ahmet Şık, Türkiye’de gazeteci kimliğiyle tanınan, ancak zamanla siyasi arenada da yer edinmiş bir figürdür. Ne var ki, son yıllarda yaptığı açıklamalar ve tutumlarıyla sadece Türkiye’de değil, uluslararası platformlarda da tartışma konusu olmuştur.

Şık’ın “Türkiye Cumhuriyeti Devleti katil bir devlettir ve yıkılması gerekmektedir” gibi açıklamaları, bu devletin düşmanı olmanın meşru bir hak olduğunu savunması, milletvekili olarak yemin ettiği mecliste yer almasını sorgulatan sözler arasında yer alıyor.

Bu tür ifadeler, sadece Şık’ın siyasi duruşunu değil, aynı zamanda devlete olan bakış açısını da gözler önüne sermektedir. Bir milletvekilinin devletin varlığına yönelik bu kadar radikal söylemlerde bulunması, onun meşruiyetini ve temsil yeteneğini ciddi şekilde sorgulatmaktadır.

Milletvekilleri, halkın temsilcisi olarak görev yaparlar ve onların ilk görevi, devletin temel değerlerini, anayasal düzeni ve ulusal birliği korumaktır. Ancak Ahmet Şık’ın sözleri, bu temel görevle çelişir niteliktedir.

Şık’ın “Bu devleti yıkmamız gerek” gibi söylemleri, demokrasiye olan inancını sorgulatmakla kalmıyor, aynı zamanda ülke içinde kargaşaya yol açabilecek bir provokasyonun da işaretidir. Bir devletin meşruiyetini sorgulamak, eleştirmek elbette demokratik bir haktır.

Ancak, bir devletin yıkılmasını savunmak, bu eleştirinin çok ötesine geçer ve anayasal düzeni hedef alan bir tutum olarak değerlendirilir. Bu tür söylemler, sadece mevcut hükümete karşı değil, tüm devlete, millete ve devletin kurucu ilkelerine karşı bir saldırı olarak algılanmalıdır.

Ahmet Şık, geçmişte gazetecilik mesleğinde yer alırken, çeşitli haksızlıklara karşı duruşuyla biliniyordu. Ancak, zaman içinde radikal bir söylem geliştirdi ve bu söylem, terör örgütlerine sempatiyle yaklaşan bir çizgiye evrildi. Şık’ın, “Teröristlerin başımın üstünde yeri var” ifadesi, Türkiye’de terörle mücadelede şehit düşen binlerce güvenlik görevlisini ve onların ailelerini derinden yaralayan bir açıklamadır. Bu tür bir söylem, terörizmi meşrulaştırma çabası olarak görülebilir ve bir milletvekili için kabul edilemez bir tutumdur.

Ahmet Şık’ın milletvekili olarak görev yapması, Türkiye’nin demokrasiye olan inancına zarar veren bir durumdur. Milletin temsilcisi olarak seçilen bir kişinin, milletin birliğine, dirliğine ve devletine karşı bu denli düşmanca bir tutum sergilemesi, halkın iradesine yapılan bir saygısızlık olarak değerlendirilebilir. Bu tür söylemler, toplumda derin ayrışmalara yol açabilir ve milli birlik ve beraberliğe zarar verebilir.

Ahmet Şık’ın mecliste yer alması değil, meclise girmesi ve bu tür söylemleri dile getirmesi, Türk demokrasisinin en büyük ayıplarından biri olarak kaydedilmelidir. Şık’ın hangi siyasi kimliği taşıdığı, hangi kılığa büründüğü önemli değil; onun sözleri, duruşu ve eylemleri, onu her zaman terörle ilişkilendirilen bir figür olarak hatırlatacaktır.

Sonuç olarak, Ahmet Şık’ın milletvekili olarak mecliste bulunması, Türkiye’nin ulusal güvenliği, toplumsal barışı ve demokratik düzeni açısından ciddi bir tehdittir. Bu tür radikal ve bölücü söylemlerin karşısında durmak, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını ve birliğini savunmak adına, herkesin görevi olmalıdır. Ahmet Şık’ın milletvekili olarak devam etmesi, sadece Türkiye için değil, tüm demokratik değerler için bir utanç kaynağıdır.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.