Hava Durumu

Sapanla saptıran ortaktırlar

Yazının Giriş Tarihi: 10.12.2021 09:50
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.12.2021 09:50

Bu cuma günü sizlere Kur’ân-ı Kerim’in 16. Süresi olan Nahl süresinin 17. ila 28. ayetlerinin mealini aktaracağım. 

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

17. O halde, yaratan (Allah), yaratmayan (putlar) gibi olur mu? Hâlâ düşünmüyor musunuz?

18. Allah’ın nimetini saymaya kalksanız, onu sayamazsınız. Hakikaten Allah çok bağışlayan, pek esirgeyendir.

19. Allah, gizlediğinizi de açıkladığınızı da bilir.

20. Allah’ı bırakıp da taptıkları (putlar), hiçbir şey yaratamazlar. Çünkü onlar kendileri yaratılmışlardır.

21. Onlar diriler değil, ölülerdir. Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.

22. İlâhınız bir tek Tanrı’dır. Fakat ahirete inanmayanlar var ya, onların kalpleri inkârcı, kendileri de böbürlenen kimselerdir.

23. Hiç şüphesiz Allah, onların gizleyeceklerini de açıklayacaklarını da bilir. O, büyüklük taslayanları asla sevmez.

24. Onlara: Rabbiniz ne indirdi? denildiği zaman, ‘Öncekilerin masallarını’ derler

25. Kıyamet gününde kendi günahlarını tam olarak taşımaları ve bilgisizce saptırmakta oldukları kimselerin günahlarından da bir kısmını yüklenmeleri için (öyle derler). Bak ki yüklenecekleri şey ne kötüdür!

26. Onlardan öncekiler de (peygamberlere) hile yapmışlardı. Sonunda Allah da onların binalarını temellerinden söktü üstlerindeki tavan da tepelerine çöktü. Bu azap onlara, fark edemedikleri bir yerden gelmişti.

27. Sonra kıyamet gününde (Allah), onları rezil eder ve der ki: ‘Kendileri hakkında (müminlere) düşman kesildiğiniz ortaklarım nerede?’ Kendilerine ilim verilmiş olanlar derler ki: ‘Şüphesiz bugün rezillik ve kötülük kâfirleredir.’

28. Kendilerine haksızlık ederlerken meleklerin canlarını aldıkları kimseler: Biz hiçbir kötülük yapmıyorduk, diyerek teslim olurlar. (Melekler onlara şöyle der:) ‘Hayır, Allah, sizin yaptıklarınızı elbette çok iyi bilendir.’

Müfessirler 18. âyette,Sûrenin başından buraya kadar sıralanan âyetlerin çoğu, insanı, etrafını çevreleyen tabiî varlık ve olaylar üzerinde düşünmeye, araştırmaya ve esrarına vâkıf olmaya çağırmakta böylece, bir yandan bu âlemde hizmetine sunulan bu varlık ve olaylar hakkında daha çok bilgiler edinip bunların sağlayacağı imkân ve nimetlerden en güzel şekilde yararlanmaya teşvik etmektedir. Bu insanın dünyevî terakkisi için gereklidir; diğer yandan, kâinattaki incelikleri, harikaları mümkün olduğunca müşahede etmek yoluyla, bu nizamın kurucusu olan Ulu Allah’ın varlığını ve kudretinin sonsuzluğunu sezmeye, böylece güçlü bir imana sahip olmaya sevk etmektedir. Bu da insanın ahiret mutluluğu için gereklidir.

25. âyette, zira sapanla saptıran ortaktırlar; birisi öbürünü saptırmış, öbürü de onun saptırmasına boyun eğmiştir. Öyleyse günahı ikisi beraberce yükleneceklerdir. ‘Saptırmanın bilgisizce olması’ saptırılana dönük bir keyfiyettir. Yani uydukları yolun sapıklık olduğunu bilmeden sapmışlardır, demektir. Bu da tek başına iyi niyetin yetersizliğini, ihlâsla beraber, doğrunun tespiti için gayret sarf etmenin gerekli olduğunu gösterir.

Ya Rabbi! Hastalara şifa, dertlilere deva, borçlulara eda, sıkıntıda olanlara da ferahlık ver Ya Rabbi.

Ya Rabbi! Sana açılan elleri, sana yönelen gönülleri, sana yalvaran dilleri boş çevirme Ya Rabbi.

Cuma’nın rahmeti ve bereketi hepimizin üzerinde olsun inşallah.

Selam ve dua ile...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.